İstanbul Bağcılar Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

İstanbul Bağcılar Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM), 2010 yılında İl Özel İdaresi tarafından yaptırılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak 2010 – 2011 Eğitim Öğretim Yılı 2. Kanaat döneminde eğitim öğretime başlamıştır.

Her ne kadar otizm genel olarak tek ve homojen birşeymiş gibi kullanılsa da esasen otizm bir çatıyı ifade eder. Otizm kapsamı alanı içinde beş ayrı kategori vardır.(otizm, asperger sendr…omu, rett sendromu, çocukluk disintegratif bozukluğu, atipik otizm) ve her bir kategori içindeki otizmlilerin davranışları dahi birbirlerinden çok ama çok farklılık gösterir.Bununla birlikte elbette otizm statik bir durum değildir.Otizmli her çocuk elverişli şartlarda nitelikli bir eğitim ile gelişme sağlayabilir. Tam da yukarıda anlatmaya çalıştığımız sebeplerden dolayı otizmli müzik sayfasında izlediğiniz ‘’bir gelişim hikayesi’’ başlıklı video tek başına, niyetimizden bağımsız olarak özellikle de otizmli bireylerle yaşayan aileler üzerinde yanlış bir algı yaratabilir ve bu bizim isteyeceğimiz en son şeydir.Bu videoyu izleyen veliler bilmeliler ki her otizmli çocukla izlediğiniz biçimde çalışmalar katiyen yapılamaz.Öğrenci müzikal algı bakımından gayet kuvvetli ipuçları verse bile gene de kafi görülemez.Bunun yanı sıra, hatta bundan da önce öğrencinin ‘’hazır bulunuşluk düzeyi’’ yeterli seviye de olmak zorundadır.Birey en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken notaların dayanılmaz gücünün birey üzerinde etkili olacağını iddia etmek doğru olmaz.Ne notaların böyle bir gücü vardır ne de çocuğun ihtiyacı budur.Ancak ve ancak temel davranışlar olumlu yönde değiştiği oranda bu ve benzeri çalışmalar otizmli bireylerle yapılabilir.Tabi alana hakim eğitmenler eşliğinde…

Sinan Arsel (Müzik Öğretmeni)

1- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

Üfleme Öğretimi

“Üfleme davranışı” pek çok otizmli için, zahmetli ve sevimsiz bir iştir. OTİZMLİ bireylerin önemli bir bölümü, üfleme gerektiren faaliyetlerden uzak durmayı tercih ederler. Üfleme becerisini geliştirememiş OTİZMLİ çocukların ise, istinasız tamamında, dil ile iletişim kuramama, yani konuşamama durumu gözlemlenir. Fakat bu gözlem, üfleyen her otizmli çocuğun, konuşabileceği manasına da gelmez. Üfleme becerisi olduğu halde, konuşamayan ya da konuşmayı tercih etmeyen otizmliler de elbette mevcut. Otizmli bireylerin iletişimde dil unsurunu kullanmakta bu denli “ketum davranmalarının” pek çok kategorik nedeni olabilir. Fakat bu meselenin asıl bizi ilgilendiren tarafı; fizyolojik bir sorunu (ses tellerinde sorun, dil, damak, dudak yarıklığı vb) olmadığı halde konuşamayan çocukların, dil gelişimini nasıl olur da, olumlu yönde etkileyebileceğimiz meselesidir. Üfleme becerisi ya da daha doğru bir ifade ile “nefesimizin bilinçli bir şekilde kontrolünün” dil ve bilinç gelişimi üzerinde şüphesiz doğrudan etkisi var. Peki, “nefesin bilinçli kontrolünden” anlamamız gereken şey nedir o zaman. Basit bir örnek vermek gerekirse; solunum için aldığımız her nefes güdüsel, yani zorunludur. Fakat derin bir nefesi ciğerlerimizin derinliklerine çekip, sonra da o nefesi küçük küçük parçalar halinde üfleyerek dışarı vermek ise kontrol gerektirir. Kontrolü sağlayan şey de, bilincimizden başkası değildir. Yani işin özeti; solunum yolumuzdan geçen ve ses tellerimizi tınlatan nefesimizi, kontrol edebildiğimiz ölçüde konuşabilmekteyiz. Dolayısı ile dil gelişimi açısından fizyolojik bir sorunu olmayan ve konuşma yaşı geldiği halde konuşmaktan “imtina eden” otizmli bireyler için üfleme çalışması bu işin abc’si gibidir. Aşağıda izleyeceğiniz “üfleme becerisi” başlıklı video, bu çabalara bir örnek teşkil edebilmesi amacı ile yayımlanıyor. Konu ile ilgili daha birçok videoyu yeri ve zamanı geldikçe yayımlayacağız. Ve özellikle otizmli bireylere sahip ailelerin bu çalışmalarla birlikte, kendi çocuklarını nasıl çalıştırabileceklerine dair bir takım öneriler sunacağız. Fakat unutulmaması gereken şey, her otizmli bireyin çalışma ihtiyaçları farklıdır ve dolayısıyla çalışmanın hangi seviyeden başlayacağı son derece önemlidir. Öğrencideki mevcut seviyenin altında veya üstünde yaptırılan çalışmalar, ilgisinin çarçabuk dağılmasına yol açacağı gibi, başarısız sonuçları da peşinen garantiler.

Sinan Arsel (Müzik Öğretmeni)

2- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

Grup Etkinliği-1

Müzik, içerisinde bir çok koordinasyon ilişkisini aynı anda barındıran bir etkinlik alanıdır. Ritimsel denge ve icra ettiğin eserin notalarını doğru takip başlıca koordinasyon ilişkisi diyebiliriz. Beyin bu iki işi aynı anda ve gerekli olan şekli ile yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde beklenilen melodileri duymak hayal olur. Elbette müzikte koordinasyon ilişkilerinin adeti çok daha fazla sayıdadır, fakat anlatmak istediğim şey için kafi olduğunu düşünüyorum. Zamanı geldiğinde diğerlerini de anlatmaya çalışacağım. Yukarıda en kaba hatlarıyla anlatmaya çalıştığım MÜZİKAL KOORDİNASYON BECERİLERİ grup etkinliklerinde daha da karmaşıklaşır. Çünkü bu sefer, işin içerisine bir başka belirleyen daha girer; DİĞER GRUP ÜYELERİ. Örneğin artık kişi sadece kendi çaldığına değil arkadaşının çaldığına da dikkat etmek zorundadır. Sosyal etkileşimi bizim kadar önemsemeyen ve kendi seçtikleri durumların dışındaki işlerle meşgul olmaktan pek de haz etmeyen OTİZMLİ bireyler için ise, bu tarz etkinliklerin onlar için çekici bir faaliyet olduğunu söylemek açıkçası zordur. İzleyeceğiniz bu videoda tüm olumsuzluklara rağmen sanırım öğrencilerimiz bahsini ettiğimiz koordinasyon ilişkilerini başarıyla yerine getirip alkışlanacak bir performans ortaya koydular. Onları kutlarken emeği geçenlere de çok teşekkür ederim.

Sinan ARSEL (Müzik Öğretmeni)

3- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

Grup Etkinliği-2

İzleyeceğiniz bu videoda bir grup etkileşimi gerçekleştirmeye çalıştık. Temel amaç; grubu oluşturan bireylerin farkındalıklarının olumlu yönde artmasına katkı sağlamaktı.
Öğrencilerimiz bir taraftan iki farklı ritimsel gideri olan ezgiyi takip ederken bir taraftan da birbirlerine ayak uydurmaya çalıştılar. Herhangi bir ortamda on saniye bile birlikte durmakta zorlanan bu çocuklar, dikkat edilir ise sunmuş oldukları performans sürecinin sonuna kadar hiçbir fiziksel müdahale olmadan ve eğlenerek görevlerini başarıyla yerine getirmişlerdir.
Belirtmem gereken bir diğer husus da; hazırlık çalışmaları boyunca çok az birincil pekiştireç kullandığımızdır. Bunun yerine daha çok sosyal pekiştireçler kullanmayı tercih ettik. Sanırım öğrencilerin çalışmaya ilgi düzeylerinin yüksek olması da önümüzü açan önemli etkenlerden biriydi.
Yaptığımız birçok hazırlık çalışmasının ardından sahnelediğimiz bu gösteride, emeği geçen bütün öğretmen arkadaşlarıma tek tek şükranlarımı sunarım. Özellikle de hazırlık döneminde grubun bir bakıma şefliğini üslenen Büşra ULDEZ ‘e.

Not: Otizmli bireylerle yapılan çalışmalarda kullanılan ‘’pekiştirme tarifelerinin’’ bireyler üzerindeki her türden etkilerini bu sayfada ilerleyen zamanda tartıştırmak isteriz. Şüphesiz ‘’pekiştirme tarifleri’’ otizmli bireyler ile çalışma süreçlerinde en önemli ve hassas konulardan bir tanesidir. Ve bundan dolayı da bu ilgiyi hak ediyor sanırım.

Sinan Arsel (Müzik Öğretmeni)

4- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

Haber Türk

5- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM) Müzik Çalışmaları

Kanal 7 Haber – 30/03/2013

6- Lokman Hekim Özel Eğitim Uygulama Merkezi (OÇEM)

Unicef Videosu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir