İZOT AKADEMİK

İZOT Akademik başlığı altında, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu ile İZOT Mini grubumuz örneklem alınarak, hem katılımcılarımızla hem de ailelerimizle yapılmış bilimsel çalışmaların özetleri bulunmaktadır.

2020, BUĞRA ÇANKIR – “Müziğe Yetenekli Otizmli Çocukları Olan Ailelerin Sorunlarının Betimlenmesi”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon. Danışman Prof. Dr. Uğur Türkmen.

ÖZET

Bu araştırmada, müziğe yetenekli çocukları olan, çocuklarına formal veya informal sürdürülebilir müzik eğitimi aldıran ailelerin yaşadıkları sorunların betimlenmesi amaçlanmıştır. Literatür taraması yapılmış ve çalışmanın konusu ile ilgili detaylı bir kavramsal çerçeve araştırmanın birinci bölümünde yer almıştır. Tarama modelini esas alan nitel çalışmada veriler İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu üyesi olup, üniversitelerin müzik bölümlerinde lisans eğitimi alan otizmli gençlerin aileleriyle yapılandırılmış görüşme tekniği yardımı ile alınmış ve nitel tekniklere göre bu veriler çözümlenmiştir. Elde edilen veriler yorumlanarak önerilerde bulunulmuştur. Dünya genelinde sayıları hızla artan otizmli bireyler, aileleri, ilgili oldukları kişi ve kurumlar üzerine çalışmalar artmakla birlikte sanat ve müzik konulu çalışmaların azlığı dikkat çekicidir. Çalışmanın bu yönüyle alana katkı sağlayıcı olduğu, benzer veya ilgili çalışmalara kaynaklık edeceği düşünülmektedir.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY ve R. GÜRAN, “Otizmlilerden Oluşan Bir Müzik Topluluğunda Gönüllü Çalışmacı Olmak”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 40, Ağustos 2019.

ÖZET

Gönüllü çalışma, bireylerin maddi bir karşılık beklentisinde olmaksızın bireysel olarak başka bireylere faydalı olmak ve topluma yararlı bir birey olmak adına çalışmasıdır. Bu çalışmanın amacı, gönüllü çalışan olmanın bireye hissettirdiklerini ortaya koymaktır. Nitel veri toplama tekniği ele alınan bu araştırmada, yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmaya, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’na gönüllü çalışmacı olarak destek olan 15 kadın (%75) ve 5’si erkek (%25) olmak üzere toplam 20 kişi katılmıştır. Gönüllü çalışmacıların yaşları 19 ile 29 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 22’dir. Elde edilen bulgulara göre, gönüllü çalışmacı olmanın bireye hissettirdikleri 5 farklı tema altında toplanmıştır. Gönüllülük; bireylerin sosyal etkileşimde bulunmalarını ve sorumluluk sahibi olmalarını sağlamakta, benlik saygılarını, farkındalıklarını arttırmakta ve kariyer gelişimi açısından olumlu bir deneyim olarak görülmektedir. Araştırma sonuçları, gönüllü çalışmanın bireyin yaşamında kazandığı anlamlar açısından önemlidir.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY – “Bir Müzik Topluluğu İçinde Yer Almanın, Otizmli Bireylerin Akademik Müzik Eğitimine Başlamalarındaki Etkisi”, IAMA International Autism Meeting, Alexandroupoli, YUNANİSTAN.

ÖZET

Otizmli çocuğa sahip ailelerin yaşadığı en büyük zorluklardan birisi de toplum içinde kabul görmeme ile birlikte sosyalleşme süreçlerinde bir dışlanmışlık yaşamalarıdır. Bu süreç çocuğun hem sosyal hayatına hem de eğitim hayatına olumsuz etki eder. Zaman içinde tükenmişlik içinde kendisini ev ortamına kapatan aileler, çocuklarının gelecekleriyle ilgili umutsuzluk duygusu yaşarlar. Bu bildirinin amacı; bir müzik topluluğu içinde yer almanın, otizmli bireylerin akademik olarak müzik eğitimlerine başlamalarının, ailelerin gelecek beklentilerinde umutluluk haline etkisini göstermektir. Araştırmanın örneklemini, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’ndaki akademik müzik eğitimi alan; üniversitelerin müzik bölümlerine devam eden 4 öğrenci, güzel sanatlar liselerine devam eden 3 öğrenci ve güzel sanatlar liselerinden mezun olan 3 öğrenci oluşturur. Araştırmada incelenen öğrencilerin yaşları 16 ile 25 aralığında olup yaş ortalaması 21’dir. Araştırmanın yöntemini, 6 yıl boyunca öğrencilerle ilgili yapılan gözlemler ve ailelerle yapılan kurgulu görüşmeler oluşturmaktadır. Yapılan araştırmaya göre; otizmli bireylerin bir müzik topluluğunun üyesi olmaları ve müzikalitelerinin artmasıyla birlikte akademik olarak müzik eğitimi almaya uygun hale geldikleri görülür. Aileler açısından bakıldığında ise; çocuklarının gelecek beklentilerinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca otizmli çocukların akademik müzik eğitimi almalarının özgüvenlerini arttırarak kendilerini daha iyi ifade edebilmeleriyle birlikte eğitim hayatlarında sosyal ve akademik anlamda gelişmeler gözlenmiştir.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY – “Okul Öncesi ve İlkokul Çağındaki Otizmli Çocukların Gelişiminde Sosyal ve Eğitici Bir Aktivite Olarak Müzik: İZOT Mini Örneği”, IAMA International Autism Meeting, Alexandroupoli, YUNANİSTAN.

ÖZET

Müziğin otizmli bireylerin sosyal gelişimi üzerindeki etkileri ve müziksel etkileşimde olan otizmli bireylerin beyinlerindeki nöronlarda da artış gözlendiği birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, müziğin otizmli çocukların sosyal ve akademik yaşantılarına etkilerini incelemektir. Çalışmada, İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu bünyesinde kurulan İzot Mini; 8 kız, 11 erkek toplamda 19 katılımcıdan oluşup, yaşları 3 ile 12 arasında değişen, yaş ortalaması 8 olan, otizmli çocuklardan kurulmuştur. Nitel veri toplama tekniği ele alınan bu araştırmada, yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmaya, İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’ndaki otizmli bireylerin aileleri katılmıştır. Örneklem, 20 kadın (%80) ve 5’i erkek (%20) olmak üzere toplam 25 kişiden oluşmaktadır. İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’na katılan otizmli ailelerin yaşları 37 ile 61 arasında değişmektedir. Görüşmeler her aileden tek ebeveynle yapılmış olup, çocuğu koro çalışmalarına getiren ebeveynle görüşülmeye dikkat edilmiştir. Yaş ortalamaları 37 olan ebeveynlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturmakta olup, 9’u kadın (%75), 3’ü erkek (%25) toplam 12 ebeveyn ile görüşülmüştür. Otizmli bireylerin araştırmaya katılan ailelerinin eğitim durumları ağırlıklı olarak lise (%40), lisans (%35), ön lisans (%10) ve ortaokul (%15) düzeyindedir. Çalışmada; İzot Mini’ye katılan aile ve çocukların gelişimleri 4 boyutta incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre otizmli bir çocuğun diğer otizmli arkadaşlarıyla müziksel bir aktivite aracılığıyla vakit geçirmesi ailelerin sosyal yaşamında olumlu gelişmeler sağlamıştır. Aileler kendi aralarında sosyalleşmişlerdir ve çocuklarının gelişim sürecinde bazı farklılıklar gözlemlediklerini belirtmişlerdir. İzot Mini içinde yer almanın çocuğun eğitim hayatına etkileri açısından ise birçok anne, çocuğunun İzot Mini’ye katıldıktan sonra matematik öğrenme becerisinin geliştiğini belirtmiştir. Ayrıca yapılan görüşmeler sonucunda çocuğun müzik dinleme alışkanlıklarında değişiklikler olduğu, çalışma sırasında öğrendikleri şarkıları evde de dinleyerek, söylemeye çalışması dil gelişimi açısından etkili bir sonuç olarak karşımıza çıkar.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY – “Otizmli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Toplumsal Cinsiyet Algısı Açısından Değerlendirilmesinde Gönüllü Baba Örneği”, IAMA International Autism Meeting, Alexandroupoli, YUNANİSTAN.

ÖZET

Geleneksel toplumlarda kadının; çocuk bakımı, yemek hazırlama, temizlik yapma gibi görevleri varken erkeğin ise çalışıp para kazanma, faturaları ödeme, ev alışverişi, tamir işleri gibi görevleri vardır. Giderek kadınların çalışma yaşamına katılmasıyla evdeki roller değişmiştir. Otizmli çocukların ailelerinde ise genelde çocuğun otizmli olduğunun öğrenilmesinden sonra sıklıkla boşanma ve çocuğun anneye bırakılması yaygındır. Bu çalışmanın amacı, diğer otizmli çocuk sahibi ailelere örnek teşkil edecek olan gönüllü baba davranışlarının incelenmesidir. Gönüllü baba örneğinde, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu bünyesindeki koro katılımcılarından Toprak Tahir Kurt’un babası Nazmi Kurt bu çalışmaya örnek olarak alınmıştır. Kendisi İZOT içinde çocukların sahnedeki yerleşimlerini, sahne ses sisteminin kurulmasını, konserde çıkabilecek problem davranışlarını önlemeye yönelik destekte bulunarak görev almaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak gözlem ve görüşme tekniği kullanılmıştır. İZOT’ta olmak hem otizmli bir bireyin ebeveyni olduğu için otizmi herkesin öğrenmesi açısından bir takım farkındalık çalışmaları içerisinde olmak hem de oğlu gibi başka otizmlilerin de yanlarında olarak koruma iç güdüsünün bir sonucu şeklinde karşımıza çıkar.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY ve R. GÜRAN – “Otizmli Ailelerin Sosyal Açıdan Dışlanma Hissetmelerine Bir Çözüm Olarak Müziğin Sosyal İçermedeki Rölü”, IAMA International Autism Meeting, Alexandroupoli, YUNANİSTAN.

ÖZET

Sosyal dışlanma; çocuklar, yaşlılar, engelliler, göçmenler, azınlıklar, eski hükümlüler gibi  dezavantajlı grup olarak nitelenen gruplarda sık sık karşımıza çıkan bir kavramdır. Sosyal dışlanma bireylerin toplumdan soyutlanmasıdır ve  kişilerin yalnızlık hissetmelerine sebep olur. Sosyal içerme ise sosyal dışlanmanın tersi olarak, dezavantajlı grupların toplumsal hayata katılmalarını sağlayan bir kavramdır. Bu çalışmanın amacı, otizmli çocuğu olan ailelerin bir müzik topluluğunun parçası olduklarında, sosyal dışlanma durumlarındaki değişiklikleri anlamaktır. Nitel veri toplama tekniği ele alınan bu araştırmada, yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmaya, sosyal içerme örneği olarak İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’ndaki otizmli bireylerin aileleri katılmıştır. Örneklemimiz 20 kadın (%80) ve 5’i erkek (%20) olmak üzere toplam 25 kişiden oluşmaktadır. İZOT’a katılan otizmli ailelerin yaşları 37 ile 61 arasında değişmektedir. Görüşmeler her aileden tek ebeveynle yapılmış olup, çocuğu koro çalışmalarına getiren ebeveynle görüşülmeye dikkat edilmiştir. Yaş ortalamaları 49 olan ebeveynlerin çoğunluğunu kadınlar oluşturmakta olup, 22’si kadın (%88), 3’ü erkek (%12)’si erkektir. Otizmli bireylerin araştırmaya katılan ailelerinin eğitim durumları ağırlıklı olarak lise (%55), lisans (%29) ön lisans (%8) ve ortaokul (%8) düzeyindedir. Elde edilen bulgulara göre, otizmli çocuğu olan ailelerin hissettikleri dışlanmalar ve bir müzik topluluğuna dahil olunması durumunda ortaya çıkan sonuçlar iki grupta 4’er farklı tema altında toplanmıştır. Yapılan görüşmelerin sonucunda bir topluluğa dahil olmak; bireylerin sosyal ilişkilerinden dışlanmasını azaltarak aidiyet duygusunu artırmaktadır. Kültürel faaliyetlere katılımdan dışlanan bireylerde yurt dışı seyahatleriyle birlikte geleceğe dair olumlu beklentilerini arttırmıştır. Toplumsal faaliyetlerden dışlanmada ise otizmli bireylerin konserler sayesinde otizmle ilgili farkındalık çalışmaları içerisinde olduğunu ve başka insanları bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirmenin kendilerini memnun ettiklerini ifade etmişlerdir.  Otizmden dolayı yakın çevrelerinde yaşadıkları dışlanmanın ise aile olma kavramıyla örtüştüğünü göstermektedir. Araştırma bulgularına göre, bir müzik topluluğunun parçası olmak otizmli ailelerin sosyal dışlanmalarını azalttığı sonucuna varılmıştır.

2019, ORÇUN BERRAKÇAY ve R. GÜRAN – “Gönüllü Çalışma Algısı: İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu Örneği”, IAMA International Autism Meeting, Alexandroupoli, YUNANİSTAN.

ÖZET

Gönüllü çalışma, bireylerin maddi bir karşılık beklentisinde olmaksızın bireysel olarak başka bireylere faydalı olmak ve topluma yararlı bir birey olmak adına çalışmasıdır. Bu çalışmanın amacı, gönüllü çalışan olmanın bireye hissettirdiklerini ortaya koymaktır. Nitel veri toplama tekniği ele alınan bu araştırmada, yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmaya, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’na gönüllü çalışmacı olarak destek olan 15 kadın (%75) ve 5’si erkek (%25) olmak üzere toplam 20 kişi katılmıştır. Gönüllü çalışmacıların yaşları 19 ile 29 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 22’dir. Elde edilen bulgulara göre, gönüllü çalışmacı olmanın bireye hissettirdikleri 5 farklı tema altında toplanmıştır. Gönüllülük; bireylerin sosyal etkileşimde bulunmalarını ve sorumluluk sahibi olmalarını sağlamakta, benlik saygılarını, farkındalıklarını arttırmakta ve kariyer gelişimi açısından olumlu bir deneyim olarak görülmektedir. Araştırma sonuçları, gönüllü çalışmanın bireyin yaşamında kazandığı anlamlar açısından önemlidir.

2019, DUYGU DERSAN – “Engellilik Sosyolojisi: Otizmli Çocuklar ve Aile Destek Mekanizmaları”, Yayınlanmamış Lisans Bitirme Tezi, İzmir Ekonomi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü. Danışman: Prof. Dr. Nuran Erol Işık

ÖZET

Engellilik sosyolojisi konusu Türkiye’de incelenen sınırlı alanlardır. Engellilik sosyolojisi konuları farklı boyutlarda görülmektedir. Dünyada ve ülkemizde engellilik sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu konuya gösterilen duyarlılığın kamusal alandaki sorunlar üzerinde büyük etkisi olacaktır. Engellilik temelde toplumun perspektifinden bireye gelen bir olgudur. Engelliler, fiziksel veya zihinsel hastalıklar nedeniyle bazı hareketler, duyular veya işlevler tarafından kısıtlanan kişilerdir. Engeller konjenital olabilir veya sonraki hastalıklardan veya kazalardan kaynaklanabilir. Engelli bireyler toplumumuzdaki dezavantajlı gruplardan biridir. Toplumumuz tarafından marjinalize edilen engelli bireylerden biri otizmli bireylerdir. TUIK’e göre, her 59 çocuktan birine erken yaşta otizm teşhisi konuyor. Bu sayı her geçen gün artıyor. Bu çocuklar, genç yaşlarından beri topluma uyum sağlamada zorluk çekiyorlar. Eğitim bu çocuklar için en önemli fenomendir, çünkü erken yaşlardan itibaren eğitimin otizmli çocuklar üzerinde büyük etkisi vardır. Konuşma güçlüklerinin üstesinden gelmek, şekilleri anlamak, kendilerini ifade etmek ve topluma uyum sağlamak için eğitim önemlidir. Öte yandan, eğitim yönünde ailenin önemi ve çocuğu her açıdan desteklemesi çok önemlidir. Bu araştırmanın temel amacı ailenin yaklaşımını, deneyimini ve başa çıkma stratejilerini ve ayrıca eğitimin otizmli çocuklar üzerindeki yeri ve önemini incelemektir. Araştırmanın örneklemi farklı başarı öyküleri olan ya da olmayan İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’ndaki 5 otizmli çocuk ve aileleri oluşturmaktadır.

2016, ORÇUN BERRAKÇAY – “Birlikte Yapılan Müzik İcrasının, Otizmli Bireylerin Topluma Kazandırılmasındaki Etkisi: İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu Örnek Olayı”, VII Uluslararası Hisarlı Ahmet Sempozyumu, Kütahya.

ÖZET

Bu bildiri, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günümüzde 68 doğumda bir görülen ve sosyalleşme sürecinde toplumun da olumsuz bakış açısından dolayı büyük zorluklar yaşayan otizmli bireyleri ve ailelerini müzik aracılığıyla nasıl topluma kazandırıldığını, bunun da birlikte müzik icra ederek nasıl gerçekleştirildiğini açıklar. Otizmli bireylerle yapılan özel eğitim vb. çalışmalar genellikle bireyseldir ve toplu halde bir işi başlayıp bitirebilecekleri pek düşünülmez. Bu düşüncenin aksine müzikle ilişkilenen ve İZOT aracılığıyla bir topluluk içinde koro ve orkestra üyesi olarak görev alan otizmli bireyler sosyalleşme süreçlerinde büyük bir gelişme katederler. İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu bu düşünceyi kanıtlayan bir örnek olarak önem kazanır. 3 yıl boyunca yapılan gözlemler ve ailelerle yapılan görüşmeler müziğin otizmli bireyleri topluma kazandırmadaki etkisini destekler niteliktedir.

2016, GÜLAY SARITAŞ – “Otizm ve Sosyalleşme: İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Roehampton Üniversitesi, Londra. Danışman: Tim Kent.

ÖZET

Bu tezde, müziğin otizmli çocukların sosyal davranışlarını etkilemede nasıl bir rolü olduğu incelenmiştir. Yapılan literatür araştırması, otizmli çocukların müziğe ve dil gelişimini destekleyebilen ve bilişsel ve motor beceriler üzerinde olumlu bir etkisi olabilecek müzik terapisine özellikle duyarlı olabileceğini kanıtlar niteliktedir. Bu çalışmada yöntem olarak görüşme ve gözlem teknikleri uygulanmıştır. Bu tez, 2013 yılından bu yana İzmir Türkiye’de sürekli çalışan gönüllü eğitimcilerin desteği ile otizmli 25 çocuk ve gençten oluşan bir müzik grubu olan İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nu araştırarak farklı bir görüş önermektedir. Yapılan alan araştırması ile İZOT’un, otizmli çocuklar ile gençler için motivasyon sağlayarak, sosyal etkileşimle birlikte daha fazla yeteneği ortaya çıkarmada önemli bir rolü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Toplumsal işlevine bakıldığında ise sosyalleşmeyi kolaylaştırdığı görüşmüştür. Bu çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, İZOT’un davranış problemlerinin ortaya çıkmasını azaltmada yardımcı olduğu görülmüştür. Otizmli bireylerin İZOT’a katıldıktan sonra; sosyal çevreleriyle daha fazla etkileşimde bulundukları, grup çalışmasına uyum sağlamada daha başarılı oldukları ve özgüvenlerinin arttığı ortaya çıkmıştır.

2014, ORÇUN BERRAKÇAY – “Otizmli Çocukların ve Gençlerin Müzik Aracılığıyla Sosyalleşmesi: İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu Örnek Olayı”, Uluslararası Kent ve Engelliler Çalıştayı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van.

ÖZET

Bu bildiri, otizmli çocukların ve gençlerin müzik aracılığıyla sosyalleşmesi kapsamında İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu örnek olayını açıklar. Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında otizmli bireyler yapılan toplu müzik çalışmalarıyla; sosyalleşmeleri yönünde büyük bir adım atarken, boş zamanlarının değerlenmesiyle birlikte kimisinde problem davranışlar kısmen azalır, kimisinde de müzikle ilişkilendiği süre içinde tamamen ortadan kalkar. Ayrıca seyirci karşısında performans sergilemeleriyle birlikte de özgüvenleri gelişir.