İZOT MİNİ KATILIMCILAR

İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu bünyesinde 2017 yılında kurulan İZOT MİNİ, okul öncesi ve ilkokula devam eden ortalama 20 katılımcıyla ve gönüllü eğitimcilerin destekleriyle çalışmalarına devam ediyor.

 

ASLIHAN ERBAYSAL

2008 yılında İzmir’de doğdu. 3 aylık olunca bazı şeylerin yavaş veya ters gittiğini hissettim, çünkü Aslıhan ikinci çocuğumdu. 6 aylık olduğunda herkes normal bir bebek diyordu. Ama bir farklılık olduğunu hissetmeye devam ediyordum. Örneğin; göz teması hiç yoktu. Aaaa Aslı bak köpek dediğimde köpeğe değil de benim işaret parmağıma bakıyordu. 10 aylık olunca çocuk nöroloji uzmanına götürdük. Agte gelişim testi yapıldı ve yaşıtlarından geri çıktı. 2,5 yaşında YGB (Yaygın Gelişimsel Bozukluk) tanısı aldı. Hemen özel eğitime başladık ve halen devam ediyoruz. Aslıhan’ın gelişiminde İZOT Mini’nin çok önemli bir yeri vardır. Arkadaşlarıyla birlikte provalara katılıp İZOT konserlerinde sahne alması eğitimine ve sosyalleşmesine çok fayda sağladı. (Annesi Arzu ERBAYSAL)

 

AYŞE ELİF BUDAKÇI       

2011 yılında İzmir’de doğdu. Sevimli, özgürlükçü, hareketli, mızmız kızım. Ablasına otizm tanısı konulduktan sonra onun dilinin de gerilediğini fark ettim. ‘Mama’ diye kelimelere başlayan, sevecen ve göz teması çok olan bir çocuktu. Birden yan bakışları ve parmak uçlarında yürüme başladı. İnatlaşmalar, ağlama krizleri… Küçük kızımı tanıyamıyordum. Ablasından dolayı hemen eğitimde birkaç öğretmene gösterdim. Bazı özellikler var ama siz yine de doktora gidin dediler. Doktor küçük ve steotipik çoğu hareket bariz olmadığı için birkaç kere daha gelmemizi istedi. Birkaç görüşten sonra özel eğitim başladı. İnadı şu an kırıldı, göz teması daha iyi ve sorumluluk alması gelişti. Müziği seviyor ama hala adapte olamadı. Uzaktan izliyor, içinin gittiğini biliyorum ama zorlayamıyorum. Ablasından çok şey öğreniyor, o mırıldanıyor onu izliyor, ilgili ama katılmıyor. Umarım onda da ilerleyecek. Ayşe Elif ve ablası sert, tek komutları dinliyor. Yumuşak ricalar karşısındakini kullanma nedeni. Diğer otizmli çocuklar gibi otoritede zorlanıyoruz. (Annesi Melike BUDAKÇI)

 

BERKİN DAĞLI

2012 yılında Balıkesir’de doğdu. Yeni doğan döneminde ciğerlerine mama kaçması sonucu Bursa Şevket Yılmaz Çocuk Hastanesi’nde ve Uludağ Üniversitesi’nde 3.5 aylık bir yoğun bakımda ve klinikte tedavi gördü. Berkin’de genetik rahatsızlık olduğu söylendi, testler yapılarak vitamin takviyesine başlandı, doktorlar çok fazla yaşamayacağı söyledi. Yoğun bakımdayken yanlışlıkla oksijen tüpünden ayırmışlar ve Berkin oksijensiz kaldığı için nöbet geçirdi ve kalbi durdu. Acil müdahale sonucu hayata döndü ama nöbet ilacına başladı, 4 yıl boyunca kullandı. Her ay kontrollerimiz vardı, onun yanısıra metabolizma, beyin ve sinir cerrahi kardiyolojide takipteydik. Konuşma hariç gelişimi (emekleme, yürüme…) normaldi ama bir değişiklik olduğunun farkındaydım. Kalabalığa ve gürültülü ortamlara girmek istemiyordu. Sinir krizleri, oturduğu yerde sallanması, ellerini kuş gibi çırpması, dönen nesnelere bakıp kalması ve tekrarlayıcı hareketleri vardı. 2.5 yaşına girmek üzereydi ve hala konuşmuyordu. Bir yakınımın tavsiyesi üzerine Balıkesir’de bir rehabilitasyon merkezine götürdüm. Orada biraz izlediler ve çocuk ergen psikiyatristine yönlendirdiler. Doktorumuz da otizmden şüphelendi. Bu arada Berkin 2,5 yaşını geçti; eğitim alması için çabalıyordum ama kullandığımız ilaçlar (özellikle de nöbet ilacı) onu yavaşlatıyordu. Rehabilitasyon merkezine her hafta götürüyordum ama hiç gitmek istemiyordu, bütün yol boyunca ve derslerde ağlıyordu. Sinir krizine girip beni ısırıyor ve vuruyordu ama asla pes etmedim. Berkin’de tek bir kelime yoktu, hiç konuşmuyordu. 1 yıl boyunca bütün derslerde ağladı. 3 yaşında raporu çıktı, yüzde 40 otizm yazıyordu. Sonrasında kaynaştırma eğitimine başladık. 3 yaşından beri bu sistem devam ediyor. 5 gün okula 1 gün rehabilitasyon merkezine gidiyoruz, toplamda 6 gün rutin olarak okuldayız. 4 yaşında nöbet ilacını kestikten sonra herşey hızlandı, konuşması bir anda başladı. Yönergeleri yerine getirmeye ve göz kontağı kurmaya başladı ama hırçınlıklar hala devam ediyordu. İlerleyen süreçte Berkin’in iyi bir eğitim alabilmesi için İzmir’e taşındım. Sonrasında ilaç desteği alamaya başladı. Şu an Abilify, Supermap ve Nootropil kullanıyor. Berkin’in elbise takıntı ve vurma huyu var. Küçüklüğünden bu yana müzik dinlemeyi çok seviyor. İzmir’e taşındıktan sonra iyi bir müzik eğitimi alması için birkaç yer ile iletişime geçtim. Sonrasında bir arkadaşımın yönlendirmesiyle İZOT Mini’ye katıldık. (Annesi Yıldız ÇÜMEN)

 

BEYZA LATİFE ŞENKÜR 

2008 yılında İzmir’de doğdu. Beyza’nın 2,5 yaşına kadar bebeklik gelişimi çok güzel geçti. Emekleme, konuşma, yürüme, her şeyi zamanında oldu. 2,5 yaşında yaklaşık 6,5 metreden beton zemine düştü. Hastaneye gittiğimizde iki defa kalbi durdu, şokla hayata döndürüldü. 8 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra servise alındı. 2 hafta da serviste yattık. Tüm branşlarda tetkikleri yapıldıktan sonra mucizevi bir şekilde taburcu olduk. Bir ay aralıklarla beyin mrları da çekildi, bir şey çıkmadı. Hastane sonrasında her şey mükemmeldi. 3 yaşına geldiğinde içine kapanma, konuşmada gerilik, ince motor hareketlerinde zayıflama başladı. Genel bir gelişim geriliği başladı. Doktora gitmemiz 3,5 yaşını buldu. Doktor 4 yaşına kadar konuşmayı beklememiz gerek deyip rapor vermedi. 2 ay sonra tekrar götürdüm. Israrlarım üzerine dil gelişimi için rapor verdi. Haziran 2012 yılında özel eğitime başladık. 8 ay sonra rapor bitti ve 6 ay ara verdik. Bu arada ciddi davranış bozukluğu devam edince tekrar Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne götürdük ve YGB (Yaygın Gelişimsel Bozukluk) hiperaktivite tanısı konuldu. Ocak 2014 yılında özel eğitime tekrar başladık, aralıksız devam ediyoruz. Beyza’nın algısı gayet iyi, eğitimlere çok güzel karşılık veriyor. Sporu, müziği ve sosyal aktiviteleri çok seviyor. Bu alanlarda çalışıldıkça yeteneği de ortaya çıkıyor. Müzik aletlerinin hemen hepsine ilgili ve çalmak istiyor. Çok iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum. (Annesi Zübeyde ŞENKÜR)

 

BURAK AYAZ 

2008 yılında İzmir’de doğdu. Bebekliğinde ağlarken kasılmalarıyla başladı ilk sorun. Önceleri çok panikliyorduk ancak doktora götürüp bize bunun önemsiz olduğu söylendiğinde biraz rahatladık. 3 yaşına kadar şiddetini artırarak sürdürdü. Bu arada ilk otizm tanısını 2 yaşında Dr. Emel Bellibaş tarafından aldı. Onu takip eden tüm doktorlar bu tanıyı doğruladı. 2 yaşında hemen özel eğitim ve rehabilitasyona ve aynı anda kreşe başlattık. 5 yıl boyunca aynı kreşe ve 7 yıl boyunca aynı özel eğitim merkezine devam etti. 5 yaşında akıcı konuşmaya başladı. Ama hala kendini ifade etmekte yetersiz durumda. Günümüze geldiğimde; en çok hoşlandığı obje ‘top’. Kendi kendine vakit geçirmeyi tercih eder. Bu anlamda hiç arkadaşı yok. Onunla oynamak isteyen arkadaşlarıyla iletişim kurmayı reddeder. Yüz tikleri var (Gözlerini kapamak gibi…). Bir yetişkin onunla iletişim kurmak istediğinde tıpkı yaşıtlarına yaptığı gibi yapıp reddedebilir, ya da çok kısa cevaplarla geçiştirir. Okulda bu gibi durumları kontrol altında tutabilen gölge öğretmeni var. İlkokula devam ediyoruz. Gölge öğretmeni Nuray Hanım, akademik ve sosyal anlamda Burak’a çok şey katmıştır. Genel olarak sakin bir çocuktur. Bize çok anlamsız gelen kafasındaki düşünceleri yapmakta ve bu durum dikkat eksikliğine sebep olmaktadır. Temas çok hoşuna giden bir iletişim aracı değildir. Ancak eğer uyum yakalandıysa bir biçimde yakın temas kurabilir. Örneğini öncesinde kreş öğretmeni ile şu anda da gölge öğretmeni ile yaşadık. Bir şey başardığında takdir veya tezahürattan hoşlanmaz. Onun şahsına alkış onu çok rahatsız eder. Son olarak; ön ergenlik belirtileri ile de tanıştık. Bazı davranış bozuklukları ergenlik ile karışmış durumda. Uzun süredir Doç. Dr. Hüseyin Burak Baykara ve Ali Bacanlı takip etmektedir. Ayrıca Özel Duyu Terapi Özel Eğitim Merkezi’ne devam ediyor. (Annesi Canan AYAZ)

 

CAN AYTEKİN 

2008 yılında İzmir’de doğdu. 3 yaşında otizm tanısı aldı. Adına tepki vermiyordu. Göz temasımız yoktu. Açıp-kapama takıntısı vardı. Özel eğitime başladıktan 4 ay sonra göz teması başladı. Hareketli şarkıları dinlemeyi çok seviyordu. 4 yaşında kendisi melodik şekilde mırıldanmaya başladı. 6 yaşında anasınıfına başladık fakat uyum sağlayamadık. Bir sene sadece tek derse gidip geldik. 7 yaşında ilkokulda özel eğitim alt sınıfına başladık. Öğretmenlerimizin ilgi ve sevgisiyle çok çabuk uyum sağladık. 7 yaşından sonra sürekli İstiklal Marşı söylemeye başladı. Şu an 10 yaşında ve nerede İstiklal Marşı duysa hazır olda söylüyor. 8 yaşında müzik dersi almaya başladık, sonrasında İZOT Mini’ye katıldık. (Annesi Selda AYTEKİN)

 

CANSU AYTEKİN

Doğumdan sonra herhangi bir hastalık geçirmedi 2,5 yaşında raporsuz eğitim almaya başladık. 3.5 yaşında rapor çıktı ve atipik otizm tanısı aldı. İZOT Mini’ye ilk önce oğlum Can için gelmiştik, sonrasında Cansu da katıldı. Süreç içinde taklit yeteneği arttı ve müziğe ilgisinin çok yoğun olduğunu farkettim. Cansu genel olarak uyumludur ama beklemek sıkıntı olabiliyor. Birşey onun için nettir, rutini bozulsun istemez. Onu en çok motive edebilecek şey, ondan isteneni göz teması kurup sanki büyük birşey başarmış gibi anlatılmasıdır. Cansu özel eğitime başlamadan önce çok az konuşma vardı o da ekolali yani tekrar şeklindeydi. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne gittiğimizde tam otizm diyemesek de bir sıkıntı vardı. Denver Testi ve gelişim testi yapıldı. Nöroloji doktoruna da gittik. Doktorumuz; takıntılı davranışları ve yoğun ekolalisi olduğunu, göz temasının da kısıtlı olduğunu, bu yüzden atipik otizm raporu alması gerektiğini söyledi. (Annesi Selda AYTEKİN)

 

CEYHAN BATU ÇELİK

2011 yılında İzmir’de doğdu. 15 aylık oluncaya kadar gelişiminde bir sıkıntı ya da gerilik gözlemlemedik. Sonrasında birşeylere takılmaya, uzun süre kendi seçtiği şeylerle anlamsız oynamaya başladı. 17-18 aylıkken çocuk psikiyatristine gittiğimizde, doktorumuz herhangi bir sıkıntı olmadığını ve çocuğun iletişim kurduğunu söyledi. 19 aylıkken İstanbul’da Çocuk ve Ergen Psikiyatristi’ne götürdük. 3 aylık oyun terapisiyle yüzde 80 düzelir, klinik bir sıkıntı yok denildi. İstanbul’da Yörünge Özel Eğitim Merkezi’nde dokuz ay eğitim aldıktan sonra psikiyatristimiz, stajını tamamlamış son sınıf bir özel eğitim öğretmeninin gözetiminde eğitimine devam edebileceğini söyledi. Ben (öğretmen olduğum için) okuldayken her gün özel eğitim dördüncü sınıf öğrencisi ablamızla haftaiçi her gün, günde altı saat geçirdi. 2,5 yaşına geldiğinde haftada bir gün, bir yıl süreyle ablasının gözetiminde İstanbul Maltepe Çağın Öncüsü Anaokulu’na oyun grubuna gitti. Bu arada özel çocuklar üzerine çalışma yapmış bir göz doktoru olan Nazan Baykan’dan göz kaslarını geliştirme ve görüşünü arttırma konusunda destek aldık. Batu 3 yaşındayken duyu bütünlemeye başladık ve 2 yıl devam ettik. Yine 3 yaşındayken bir özel eğitim öğretmeninden evde nasıl çalışacağımız konusunda destek aldık ve 4,5 yaşına kadar almaya devam ettik. Batu 3,5 yaşındayken yarım gün Çağın Öncüsü Anaokulu’na devam etmeye başladı. 4,5 yaşındayken İzmir’e taşındık. Önce Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nden daha sonra Ege Üniversitesi’nden doktorlarla görüştük ve 4,5 yaşından bu yana “nedeni belli olmayan yaygın gelişimsel bozukluk” tanısıyla raporu var. 4,5 yaşından 6,5 yaşına kadar Karşıyaka Sevgi Çemberi Anaokulu’na devam etti. 6,5 yaşından beri Mürşide Akyüz İlkokulu OÇEM sınıfına devam ediyor. 4,5 yaşından bu yana ekstra spor eğitimi alıyor. 6,5 yaşında bir yıl süreyle at terapisine gitti ve bir yıl süreyle Olten Filarmoni Müzik Okulu’nda eğitim aldı. 7-8 yaş arası dışarıdan birebir müzik eğitimi aldı. 4 buçuk yaşından beri Dünya Özel Eğitim Merkezi’nde ve ek olarak 2 saat başka bir yerde özel eğitime devam ediyor. Batu şu anda konuşmuyor ancak duyduğu her şarkıyı melodik olarak çok doğru tekrar edebiliyor. Kendisiyle birebir ilgilenilmesinden hoşlanıyor. İnce motor becerileri iyi durumda değil ancak algısal olarak son 6 aydır hızlı ilerliyor. Çok rahatsız olduğu birşey yok ancak tutulup yönlendirilmeye karşı biraz tepkili. 2020 yılından bu yana da İZOT Mini grubunda yer alıyor. (Annesi Beril ÇELİK)

 

CEYLİN LÜTFİYE YERLİKAYA

2010 yılında İzmir’de doğdu. Doğum esnasında oksijensiz kaldığı için 10 gün küvezde kaldı. Çok mutlu ve sorunsuz bir bebekti. 15 aylıkken eşim Erzincan’ın bir ilçesine öğretmen olarak atandı. O zamana kadar ‘anne-Ali-babaanne’ gibi kelimeleri vardı fakat Erzincan’a gidince bir anda sustu. 2012 Ağustos ayında tuvalet eğitimini konuşmak için İzmir’de bir pedagogla görüştük. (Bu arada biz daha önce de İzmir’de oturuyorduk) Bize Ceylin’in otizmli olduğunu söyledi. Hemen bir psikiyatriyle görüştük. Tetkikler ve testler yapıldı, atipik otizm tanısı konuldu. Erzincan’a döndüğümüzde bulunduğumuz ilçedeki (eşimin çalıştığı okulda) okulun anasınıfının oyun saatleri ve Erzincan merkezdeki özel eğitim kurumlarından biriyle eğitime başladık. Tuvalet eğitimini iki günde verdiğim çocuğum benim de öğretmen olarak atanmam sebebiyle benden (babadan) ayrılınca gerilemeye başladı. Dudaklarını yemeye ve gece gündüz altına kaçırmaya başladı. Dört aylık ayrılıktan sonra ben de Ceylin’in durumunu dilekçe ile belirterek Erzincan’a tayin istedim ve Ceylin ondan sonra konuşmaya başladı. Çözülme yaşadık fakat kardeşi doğunca yine gerilemelerimiz oldu. Erzincan’dan Manisa’ya Ceylin’in eğitimi için Eylül 2018’de tayin isteyerek geldik. Hedefimiz İzmir’di ancak olmadı, Manisa’ya geldik. Eşim ve ben müzik öğretmeniyiz. Ceylin’e birçok şeyi şarkılar söyleyerek ve yaptırmak istediğimiz eylemle ilgili kelimeleri ezgilere uyarlayarak öğrettik. Müziğe olan ilgisini biliyorduk. İZOT Mini’yi duyduk ve hiç zaman kaybetmeden geldik. Ceylin sizinle olmaktan çok mutlu ‘keşke haftada birkaç gün olsa’ dediğimiz oldu. Evde hep beraber şarkı söyleyip dans ediyoruz. Emekleriniz için çok ama çok minnettarız. (Babası Ali YERLİKAYA)

 

DENİZ CANDOĞAN 

2007 yılında İzmir’de doğdu. İlk tanısını Ege Üniversitesi’nde 3,5 yaşında ‘’YGB’’ olarak aldı. Bulgular çok silik olduğu için tanı koyma süreci 7 ayı buldu. Biz 13. aydan itibaren bazı gelişimsel farklılıklar sebebiyle şüpheleniyorduk ama ne olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Tanı konuluncaya kadar çaldığımız kapılar bizi pek sonuca götüremedi ve Deniz’in en az 2 yıl boyunca özel eğitime başlaması gecikmiş oldu. Deniz çok küçük yaşlardan beri resime karşı ilgili bir çocuktu. Bizde bu ilgisinden ötürü her daim yeteneğini geliştirmesi için hep uygun materyal aradık. Evdeki eşyaları ve duvarları boyuyordu. 3 yaşında iken üç boyutlu resim çizebiliyordu (Normalde 7 yaşından önce bir çocuk üç boyutu algılayamıyormuş, doktorumuz söylemişti). Deniz kaynaştırma öğrencisi olarak anaokulu ve ilkokulu bitirdi. Şu an ortaokula gidiyor. Biz kendi isteğimizle alt sınıfa yazdırdık, çünkü ilkokulda çeşitli sorunlarla karşılaşmak Deniz’in öğrenme sürecini geriletti ve davranış problemi oluşmasına sebep oldu. Bu konuda çevremizdeki kişilerde ‘’Neden mücadele etmiyorsunuz?’’ şeklinde sorularla karşılaştık. Mücadele uğruna inat edip ısrarcı olmak çocuğunuzun ciddi anlamda zaman kaybetmesine sebep olabiliyor. Biz de bu anlamda çocuğumuzun huzurunu ve gelişimini düşünerek karar verdik. Deniz 2010 yılından beri özel eğitim alıyor. 2018 yılından bu yana da İZOT Mini’ye devam ediyor. Aynı zamanda haftanın 3 günü spora gidiyor. Şu an devam ettiği ortaokulda otizm alt sınıfında bulunuyor ve bu yıl inanılmaz değişim gösterdi. Eğitsel anlamda bunların hepsi bir bütün tabi. İlkokulda öğrenemediği pek çok şeyi öğrenmeye başladı. İzot’a katıldıktan yaklaşık 3 ay sonra konuşmaları da bariz bir şekilde arttı. Deniz’in son 1 yıldır en çok dikkat çeken gelişmeleri; muhakeme becerilerinin artması, öğrenme ve eğitsel konularda işbirliğinin yükselmesi, kalıp cümlelerden ziyade spontane bir şekilde konuşması, soru sorma, geçmişten hatırladıklarını ifade etmesi, bağımsız olarak iletişim başlatması ve problem davranışlarının azalması. Deniz 2017 yılında Kanada’nın Vancouver şehrinde düzenlenen ANCA Dünya Otizm Festivali’ne davet edildi. Bu festivalde görsel sanatlar kategorisinde özel başarı ödülü aldı. Çocukluğundan beri müziği sever. Hatta öfkelendiği zamanlarda sakinleştirmek için müzikten çok fayda sağlamışımdır. İngilizce bilmese de bazı duyduğu yabancı şarkıları duyduğu şekilde söylemeye çalışır. Kanada’da performans öncesi prova yapan bir otizmli birey sahneden ayrıldıktan sonra, Deniz sahneye koşturup piyano başına oturdu. Biz ebeveyn olarak oldukça şaşkın bakarken Deniz sanki biliyormuş gibi çalmaya çalışıyordu. Hiçbir şekilde bilmemesine rağmen rastgele bastığı tuşlardan gelen ses bizi rahatsız etmedi. Festivale gelen Slovenyalı bir müzik öğretmeni bize mutlaka ülkemize dönünce müzik eğitimine de başlamamızı tavsiye etti. Söylediğine göre Deniz’in kulağı iyi duyuyormuş ve piyano üzerindeki parmaklarının akışı çok iyiymiş. Biz ilerleyen dönemde piyano dersine başlamayı düşünüyoruz. İZOT Mini’ye başlamamız da bu hikayeden sonra oldu diyebilirim. (Annesi Neslin CANDOĞAN) 

 

EFE KARABIYIK 

2013 yılında İzmir’de doğdu. İkiz kardeşi ve 18 yaşında ablası var. 2 yaşına kadar herşey yolundaydı. Konuşma ilerlemeyince Psikiyatrist Deniz Tirit Karaca’ya gittik. “Üzerine sinmemiş otizm belirtileri var, izleyelim” dedi. 6 ay boyunca haftada bir kere kendisine gittik. Efe 3 yaşından bu yana düzenli olarak özel eğitim alıyor. Haftada üç kez spor eğitimi alıyor. Öğretmenimiz Rahşan Özgenlik, Efe’nin müzik kulağı olduğunu söylemişti. Danslara eşlik etmiyor ama bir kez dinlediği şarkıyı mırıldanarak çıkartıyordu, yarım bırakıldığında tamamlıyordu. Diş tedavisiyle ilgilenen Prof. Dr. Ertuğrul Sabah hocamız, Efe’nin İZOT Mini’de olması gerektiğini söyledi. Kendisi aracılığıyla Dr. Orçun Berrakçay hocamızla tanıştık. Efe duygulanınca, hüzünlenince ve eğlenirken müzik dinlemeyi çok seviyor. Müzik onun hayatında büyük yer tutuyor. Emeğiniz için sonsuz teşekkürler, size minnettarım. (Annesi Nazan ÖZYİĞİT)

 

ELİF NUR OCAK 

2008 yılında İzmir’de doğdu. 1,5 yaşında ateşli bir hastalık geçirdi. Sağ kulak zarı delindi, sol kulak zarını delinme aşamasından kurtardık. Fısıltı halinde duyduğu için kulaklarına tüp takıldı. Çalıştığım için kreşteydi ve oradaki çocuklardan geride kalıyordu. Çocuk psikiyatrisine götürdüğümüzde böyle devam ederse zihinsel engelli bir çocuk olacak dedi ve 2 yaşında hastane-doktor-rapor hayatımız başladı. 2 yaşından bu yana özel eğitime devam ediyor. Sosyal ve güler yüzlü bir çocuk ama akademik başarısı yok sayılır. Resim yapmayı sevdiği için resim kursuna da başladık. Ayrıca yüzme kursuna gidiyor. Bir arkadaşımın yeğeninin İZOT Mini’ye başladığını öğrenince Dr. Orçun Berrakçay hocamıza ulaştım. Provalar birkaç kere geldikten sonra uzaklık-kış-hastalık derken ara verdik. Bu sene Elif Nur’un müzikle de ilgilenmesini istediğim için provalara tekrar katılmaya başladık. İZOT Mini ile katıldığımız konserden sonra da kesinlikle devam etmemiz gerektiğine karar verdim. Elif Nur İstanbul’da Tomatis terapisi de aldı. 15 gün boyunca kulaklıkla Mozart dinletildi. Çok bir gelişme olmasa da, müziğin Elif Nur’un konuşmasına ve gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum. Piyano çalmasını çok isterim. Gerçekten emeklerinize sağlık. (Annesi Betül OCAK)

 

HATİCE KÜBRA BUDAKÇI 

2010 yılında İzmir’de doğdu. Enerjik, yerinde duramayan bir kızdır. Kardeşi Ayşe Elif’te otizmli. İlk tanıyı 2,5 yaşında aldı. Ondan sonra fark ettik. Konuşma başlamıştı, birden durdu. Göz teması azalmaya başladı. İletişime kendini kapattı. Ağlama krizleri, uykusuz geceler… Doktor tanı koymadı, kreş eğitimiyle toparlayacağını düşündü, iki ay da öyle geçti. 3 yaşından sonra özel eğitime başladı. Davranış çalıştık, uzun bir süre sonunda komutları almaya başladı, birçok zorluğu aştık. Şimdi kelimeler başladı. OÇEM 1.sınıfa gidiyor ve müziği çok seviyor. Şu an en sevdiği şarkı Yalın’ın Kader Ne Söylüyorsa şarkısı. Koroda duyduğu şarkıları hep mırıldanıyor. Müzikle bazı zorlukları aşabileceğini söylüyor öğretmenleri. 2017 yılından bu yana İZOT Mini’ye devam ediyoruz ve gerçekten neden bu kadar önemli olduğunu anlıyorum. Siz kibritsiniz, evlatlarımızda bir damla aleve ihtiyaç duyan bir çıra, yanmayı bekleyen… Mucizeler müzikte, müzik sizin ellerinizde. Emeklerinize sağlık, sizin gibi çocuklara destek olan tüm öğretmenlerimize teşekkür ederiz. (Annesi Melike BUDAKÇI) 

 

HÜSEYİN TOPRAK ÜNLÜ 

2008 yılında İzmir’de doğdu. 1.5 yaşına kadar her şey normal ilerledi. Konuşmalara ve gülme sesine tepki vardı. Küçük yaşta geçirdiği yanma vakasından sonra kelimeler gitti, göz teması kesildi. Karşımızda sadece ‘dığıl dığıl’ kelimesini kullanan bir çocuk vardı. 2 yaşında tuhaflıklar kendini belli etmeye başladı. Televizyondaki reklamlara tepki veren çocuk ismine tepki göstermiyordu. Doktora götürdüğümüzde her şey normal denildi. Daha sonra çocuklarla iletişim kurmaması ve başını alıp gitmeleri beni biraz daha endişelendirdi. İkinci kez gittiğimiz doktor otizm tanısı koymuştu. Özel eğitime başladıktan sonra konuşmayan oğlum Pepe’nin şarkılarını söylemeye başlamıştı. 4 yaşından sonra konuşmaya başladı. Önce anaokuluna, sonra da ilkokula başladı. İZOT Mini ile Deniz sayesinde tanıştık ve çok severek geliyor. Çok aşamalar kat edeceğimize inanıyorum. Ayrıca bateriye çok ilgisi var ama evimize almak gibi bir şansımız olmadı. Hocalarımızın emeklerine ve yüreklerine sağlık. (Annesi Nilüfer KARADOĞAN)

 

KARDELEN KARADEMİR 

2011 yılında İzmir’de doğdu. Adına tepki vermiyordu ve kendi halinde oynuyordu. Duyamadığını düşünüp Buca Kadın Doğum Hastanesi’ne götürdük. Kontroller sonunda işitme testi bölümü olmadığı için Çidem’e yönlendirildi. Çidem’de test yapıldı. İşitmede herhangi bir sorunun olmadığı söylendi. 2019 yılında tekrar test yaptırdık, bir problem çıkmadı. 2.5 yaşında Çidem’de psikiyatri bölümü %20 dil geriliği olduğunu söyledi. 6 ay boyunca eğitim aldı. Tepecik Hastanesi’nden %20 dil geriliği raporu aldık. Sevgi Tohumları Özel Eğitim Merkezi’nde 8 ay eğitim gördükten sonra otizm şüphesi üzerine Ege Üniversitesi Çocuk Psikiyatri Bölümü’nden otizm ve orta zeka mental geriliği raporu ile eğitime devam etti. 2014 yılında Fatma Çiğdem Özel Eğitim Merkezi’ne götürdük. Orada bazı beceriler, kendini tanıma, ve konuşma gibi eğitimler alıyor. Heceleyerek okumaya başladı. Sayıları da 40’a kadar sayıyor. Ali Rıza İlköğretim Okulu’nda kaynaştırma eğitimi alıyor. Destek Öğretmeni Songül Hanım’ın çok büyük desteği var, onun sayesinde okumaya başladı. (Babası Mehmet Ali KARADEMİR)

 

MUHAMMET ESAT GÜZEL 

2009 yılında İzmir’de doğdu. Bebekliğinde her şey çok güzel gidiyordu. 12 aylıkken yürüdü, konuşmaya başladı. 2 yaşından sonra asabileşmeye, çok fazla televizyon izlemeye başladı. Doktora götürdük, “bir şeyi yok, kreşe yollayın, izleyeceğiz” dediler. Kreşte durmadı, istemedi. 4 yaşında iletişim bozukluğu tanısı konuldu. 5 yaşında hiperaktivite, dikkat dağınıklığı ve en son 6,5 yaşında atipik otizm tanısıyla özel eğitim almaya başladı. Kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim hayatına devam ediyor. Okuma-yazma biliyor, matematiği ve şarkı söylemeyi seviyor. Müzik aletlerini de seviyor, şimdilik her şey yolunda, sadece çok inatçı. (Annesi Zeynep GÜZEL) 

 

MURAT ALİ OCAK

2013 yılında İzmir’de doğdu. Hamileliğin son haftasında sıkıntılar çıktı. İlk 4 ayında hafif sıkıntılar vardı. Gözleri yukarı doğru kaymaya başladı. Çok uyuyan ve çok kusan bir bebekti. 7. ayında hastane koşuşturmaları başladı. Oturmayı geç öğrendi. Kafası bacaklarının arasına düşüyordu. Sürünme ve emekleme sırasında hepsini iyi bir fizik tedavi ile öğrendi. 3 yaşında yürüdü. Kelime olarak sadece mama diyor, tehlikelerin farkında değil, ellerini ve her şeyi ağzına alıyor, yalnız kaldığında sallanıyor. Salya kontrolünde de sıkıntılar var. Parmak ucunda yürüyor. Tuvalet eğitimini bir saat arayla ben kontrol ediyorum, söylemiyor. Kitap, dergi sayfalarına bakmayı seviyor, araba ve kamyon arıyor. Oyuncaklarla çok az oynuyor, iş makinelerine ilgisi var. İzlediği çizgi film karakterlerini görünce tanıyor, mutlu oluyor. Yemeği, müziği ve kalabalığı seviyor. Sakin bir çocuk ama ne istediğini de belli ediyor, küçük tepkileri var. İşaret parmağı ile dikkatini çeken her şeyi gösterir. Sevdiği şeylerden bahsedilince göz kontağını çok iyi kurar. Güler yüzlü ve sevimli bir çocuk. Şu anki raporumuz 19 aylıkken çıktı. Aralıksız düzenli eğitimlere gidiyoruz. 3 yaşında bir de 6 yaşına yakın uykuda kısa süreli nöbet geçirdi. EEG’si biraz bozuk. (Annesi Neslihan OCAK) 

 

POYRAZ KARATAŞ 

2008 yılında İzmir’de doğdu. Öncelikle 3,5-4 yaşına kadar yaşıtlarından çok bir farkı yoktu. Konuşması yaşıtları gibi olmamakla beraber çok sıkıntılı da değildi. 3 yaşında nöroloji ve genetik profesörü gördü ama bize otizmden bahsetmediler. 4 yaşında daha iyi konuşması için dil terapisti İlim Aksu ile çalışmaya başladık. Kendisi bizi çok aydınlattı ve Poyraz’ın atipik otizm olabileceğini söyledi. Asıl macera bundan sonra başladı. Rehabilitasyon, duyu bütünleme terapisi, spor, dil konuşma terapisi, gölge abla desteği gibi birçok çalışma yaptık. Geldiğimiz noktada çok ilerlediğimiz söylenemez maalesef. Şimdiki durumda bir devlet okulunun özel eğitim sınıfına devam ediyor.  Haftanın 5 günü ayrıca spor eğitimi alıyor. Haftanın iki günü de özel eğitim desteği alıyor. Gerek spor ve gerekse özel eğitim hocalarımız ANOV geçmişi olan ve aynı sistemi yürütmekte olan eğitimciler. Karakteristik olarak Poyraz özellikle de akademik çalışmalarda öğrenmeye direnç gösteren bir çocuk, ama şarkı söylemeyi çok sever. Şarkı sözlerini ezberler ve zaman zaman kendi kendine söyler. Kokuya ve tiz seslere karşı duyarlılığı vardır. Dokunma konusunda hassasiyeti değişkenlik gösterir. Uzun çubuk şeklinde cisimleri elinde tutmayı sever. Kapı, pencere ve duvar kenarlarını parmaklarıyla tık tık sesi çıkarma takıntısı var. Sevindiğinde alkış yapıp zıplama hareketi yapabilir. (Annesi Sevil KARATAŞ)

 

SERRA SANCAK

2011 yılında Manisa’da doğdu. 12. aydan itibaren çok net kelimelerle konuşmaya başladı. Tepkileri, göz teması, sosyal gelişimi, oyuncaklara ilgisi normal seviyedeydi. Bizimle vakit geçirmeyi, oyun oynamayı çok seviyordu. 18 ay civarında göz temasından kaçınma, içine kapanma, kullandığı kelimeleri bırakma, akranlarından uzaklaşma, rutine bağımlılık gözlemleyince çocuk psikiyatristine başvurduk. Birkaç ay arayla Ankara’da gelişim testleri yapıldı. Doktor anaokuluna yönlendirdi. Serra 20 aylıkken anaokuluna başladı ve kısa sürede göz temasında düzelme oldu, fakat oyuncakları amacına uygun kullanmıyordu. Nesnelere nazikçe vurarak çıkan değişik sesleri dinlemeye odaklanıyordu. Farklı tınıdaki sesler çok ilgisini çekiyordu. Şu an aldığı eğitimlerle takıntılarından büyük bir oranda uzaklaşsa da değişik nesnelerin (jelatin, metal, tahta, plastik, kağıt…) çıkardığı sesler ilgisini çekiyor. Otizm ile ilgili kaynakları araştırdık, bu yolda birçok anne-babayla tanıştık, konuştuk, paylaştık, birbirimize destek olmaya çalıştık. Hepimiz bu yolda mutlu bir hayat için detaylı ve disiplinli bir yol haritası belirlemeye çalışıyoruz. Bu yolculukta müzik, Serra için çok önemli, farklı olmamız fark yaratamayacağımız anlamına gelmiyor. Dünyamızı sallayıp bizi kendimize getirdiği, bizim farklı bir birey olmamızı sağladığı için ona minnettarız. Bize mutluluk üzerine odaklanmamızı, başkalarının ne düşündüğünün önemli olmadığını ve insanların yargılarını es geçmeyi öğretti. Nasıl konuşacağımızı, onun avukatlığını yapabilmeyi, yardım istemenin ve paylaşmanın iyi bir şey olduğunu öğretti. Serra sevdiği şarkılarla dans etmeyi, zaman zaman kelimelerle, zaman zaman mırıldanarak eşlik etmeyi ve müzik aletleriyle de ritim tutmayı çok seviyor. Ona bu yolda ilerleyebilmesi için ışık tutmaya çalışıyoruz. Otizm farkındalığının gelişmesi için her zaman bu yolda hazır neferler olacağız. Profesyonel bir oluşum olan İZOT Mini’nin içinde yer aldığı için çok şanslıyız, mutluyuz, gururluyuz. (Annesi Burcu SANCAK)

 

ŞÜKRAN İNAL 

2016 yılında İzmir’de doğdu. Yoğun bakımda kan uyuşmazlığına bağlı sarılık yüzünden uzun bir süre geçirdi. 15 aylıkken seslendiğimde göz teması kurmadığını, garip sesler çıkardığını, beslenmeyi reddettiğini ve takıntılı hareketleri olduğunu (çırpınma ve ayak parmakları üzerinde yürüme) farkettim. Muayene ve yapılan testler sonucunda 24 aylıkken atipik otizm tanısı aldı ve özel eğitime başladık. 30 aylıkken İZOT Mini ile tanıştık. Özel eğitim ve İZOT sayesinde çok yol katettik. Göz teması arttı, takıntılarından fazlasıyla uzaklaştı, beslenmesi düzeldi, sosyal iletişimi arttı ve özel yetenekleri ortaya çıkmaya başladı. Şükran şu an 4 yaşına doğru ilerlerken atipik otizmden sıyrılmaya (Hiperleksi Sendromu ve Pika Sendromu) başladı. İZOT Mini sayesinde şarkı söylüyor ve dans ediyor. İngilizce başta olmak üzere yabancı dillere ve sayılara aşık olduğunu söyleyebilirim. (Annesi Neslihan İNAL)